Ses Ve Konuşma
İnsan sesi, ses teli denilen gırtlağımızın içindek...
Ses kısıklığını değerlendirmede hastadan alınan bilgiler çok önemlidir. Şikayetlerin süresi, sesi kullanım şekli ve sıklığı, sigara veya toksinlere maruz kalma ve nörolojik bir hastalık olup olmadığı dikkatlice sorgulanmalıdır. Sonra muayeneye geçilmelidir. Muayenede rutin KBB ve baş boyun muayenesi sonrası ayrıntılı boğaz içi yapıların muayenesi yapılmalıdır. Boğaz içi yapılar hem gözün görebildiği kısımların gözlemlenmesi yapılır Görünmeyen kısımlar da endoskopik muayene yapılmalıdır. Böylelikle ses tellerini de içine alan bölge ayrıntılı olarak incelenebilir. Tüm bu muayene yöntemlerine ilaveten mümkünse akustik analiz de yapılarak ses parametreleri hakkında objektif veriler elde edilmelidir.
Sigara içiyorsanız bırakınız.
Alkol ve kafein gibi vücudu susuz bırakan faktörlerden uzak durunuz.
Pasif sigara içicisi olmaktan kurtulunuz.
Bol miktarda su içiniz.
Evinizi nemlendiriniz.
Baharat ve alkolden uzak durunuz.
Sesinizi çok uzun süre ve çok şiddetli kullanmaktan uzak durunuz.
Profesyonel ses eğitimi alınız.
Sesiniz kısık ise konuşmak ve şarkı söylemekten kaçınınız.
Genelikle burun, sinüsler ve boğaz bölgesindeki (farenksteki) akut bir infeksiyona sonrasında ortaya çıkar. Havada yayılan tükürük damlacıkları yolu ile bulaşır ve en sık görülen viruslar adeno virüs ile influenza virüslarıdır. İklim değişiklikleri, vücut direncinin düşmesi, fiziksel veya psikolojik stres olayı başlatabilir. Temel şikayetler ses kısıklığı ve gırtlakta ağrı ve rahatsızlıktır. Bu şikayetlere çoğu zaman öksürük de eşlik etmektedir. Ses tamamen kaybolmaz, ancak kaba bir ses vardır. Muayenede ses tellerinin beyaz görünümünü kaybettiği ve şiştiği gözlenir. Tedavide ses istirahatı, buhar inhalasyonu, soğuk, sigara ve alkolün yasaklanması gibi destekleyici bir tedavi uygulanır. Koyu ya da pürülan bir mukusun ( balgamın) bulunuşu daha agresif bir tedaviyi gerektiren bakteriyel bir enfeksiyonu gösterir. Bu durumda tedaviye antbiyotikle birlikte ek tedaviler ilave edilmelidir. Bu tedavi ile akut larenjitler birkaç gün içerisinde düzelir.
Asıl sebebi bulmak genellikle zordur. Sigara, İltihabi ( pürülan ) akıntı yapan sinüzit ve diğer solunum yolu enfeksiyonları, endüstriyel gaz ve dumanlar, reflü, sesin kötü kullanımı ve ağız solunumu iritasyon nedeni olabilir. Alkol de ses tellerinde ödem ve kanamanın daha kolay oluşmasına yol açar. Hastalar ses kısıklığı ve hafif öksürükten şikâyetçidir. Bu şikâyetler sinsi başlayabileceği gibi bazen de bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonucu sürekli hale gelebilir. Muayenede ses telleri beyaz renklerini kaybetmiş, pembe ve kırmızı bir renk aldığı görülür. Gırtlak mukozası pürüzsüz ve düzenli ise biyopsi yapılmamalı, hasta yakın takip edilmelidir. Bu durumda ses istirahatı, sigara ve alkol yasağı ve uygun medikal tedavi ile tamamen iyileşme sağlanabilir. Ancak ses telleri üzerinde lökoplaki veya keratoza ait beyaz lekeler bulunuyorsa mutlaka biyopsi uygulanmalıdır. Biyopsi sonucuna göre de tedavi protokolü düzenlenmelidir.
Nodüller, ses tellerinin serbest kenarlarında genellikle sesi kötü kullanmaya bağlı travma sonucu oluşan iyi huylu şişliklerdir. Bunlara şarkıcı nodülü de denmektedir. Genellikle ön 1/3 ile arka 2/3 birleşim yerinde bulunurlar. Bu nokta ses tellerinin titreşiminin en yoğun olduğu bölgedir. Sesin aşırı veya hatalı kullanımı travmaya neden olabilir. Nodülü olan hastalar genellikle sesini kötü kullanan kişilerdir. Ses kısıklığı yegane şikayettir. Erken dönemde nodül, her iki ses teli serbest kenarında yumuşak, kırmızı şişlikler olarak görülür. Tedavide nodüle sebep olabilecek sesin hatalı kullanımı önlenmeli, nodül oluşumuna yol açabilecek sinüzit ve reflü gibi hastalıklar araştırılmalı ve bu hastalıkların bulunması durumunda da uygun ilaç tedavileri düzenlenmelidir. Fibrotik veya sert nodül dediğimiz travmanın devamı halinde oluşan nasırlaşma durumunda cerrahi tedavi yapılabilir. Cerrahide klasik soğuk mikrolarengeal cerrahi yapılmalıdır. Ancak mutlak suretle cerrahi öncesi ve cerrahi sonrası ses terapisi gerekirse uygun ilaç tedavisi yapılmalıdır. Çocukluk çağı ses teli nodüllerinde ise cerrahinin yeri yoktur, ses terapisi yapılmalıdır.
Ses tellerinin iyi huylu tümörleridir. Erkeklerde ve sigara içenlerde sıktır. Hastalığın oluşumunda kronik travma ve sesin kötü kullanımı rol oynamaktadır. Alerji ve sigara gibi faktörler de polip oluşumunu etkilemektedir. Poliplerin ilk belirtileri ses kısıklığı ve solunum problemidir. Tek taraflı polipler farklı titreşimlere neden olarak seste çatallaşmaya neden olurlar. Poliplerde tercih edilen tedavi yöntemi mikrolarengeal cerrahidir. Cerrahide klasik soğuk cerrahi yanında lazerle eksizyon da yapılabilmektedir. Ameliyat öncesi ve sonrası mutlaka ses terapisi uygulanmalıdır.
Ses tellerinde mukoza altındaki Reinke boşluğunda sıvı toplanması ile karakterizedir. Nedenleri arasında alerji, enfeksiyonlar ve özellikle lokal irritanlar rol oynar. Sigara kullanımının ve kronik sinüzitin Reinke ödemi gelişmesinde önemli rol aldığı bilinmektedir. Son yıllarda mideden gelen asit kaçağının (reflü) da Reinke ödemine yol açtığı gösterilmiştir. Ses tellerinin hacmi, reinke boşluğundaki sıvı nedeni ile arttığı için ses tellerinin saniyedeki titreşim sayısı (frekans) azalır ve ses de kalınlaşmış olacaktır. Son yıllarda sigara kullanımının kadınlarda da artması ile bu hastalık kadınlarda da sıkça görülebilmektedir. Seste kısılma ve kalınlaşmanın yanında kuru bir öksürük ve boğazda yabancı cisim hissi de mevcuttur. Muayenede ses telleri hacimce artmış ve kızarık olarak izlenir. Bazen ödem o derece aşırı oluşur ki polipoid dejenerasyon meydana gelir. Tedavide mikrolarengeal cerrahi uygulanmalı ve ardından ses terapisi yapılmalıdır. Etyolojide etkili olan faktörler, özellikle sigara ortamdan uzaklaştırılmalıdır.
Gırtlak kanserleri erkeklerde tüm kötü huylu tümörlerin yaklaşık % 2.5'ini, kadınlarda tüm kötü huylu tümörlerin ise % 0.5'ini oluşturur. Günümüzde sigara kullanım oranının kadınlarda da artması bu oranı biraz daha artırmıştır. Genellikle 60 yaş civarında görülür. Literatürde 20 yaşın altında ve çocuklarda birkaç vaka bildirilmiştir. Gırtlak kanserlerinin % 40'ı supraglottik (ses tellerinin üzeri) bölgede, % 59'u glottik (ses tellerinde) bölgede ve % 1'i de subglottik (ses tellerinin altı) bölgede oluşmaktadır. Gırtlak kanseri için risk faktörleri arasında sigara, alkol, mesleki faktörler, radyasyon ve son yıllarda oldukça popülerlik kazanan larengofarengeal reflü yer almaktadır. Sigaranın alkolle birlikte kullanımı özellikle supraglottik kanser gelişiminde sinerjistik etki yapar. Gırtlak kanserinin başlıca bulgusu ses kısıklığıdır. Bu bulgu özellikle glottik seviyedeki kanserler için geçerlidir. Buna karşın supraglottik seviyedeki kanserlerde yutma güçlüğü, kulağa vuran ağrı ve boğazda yabancı cisim hissi ön plandadır. Geniş ülsere tümörlerde ağızdan kan da gelebilir. Kesin tanı biyopsi ile konulur. Kanserin bulunduğu bölgeye ve büyüklüğe göre çeşitli cerrahi tedavi protokolleri vardır. Gırtlak kanseri nadiren uzak dokulara yayılır. Bu oran yaklaşık % 1-4 arasındadır. İlerlemiş gırtlak kanserlerinde uzak dokulara yayılma ihtimali artar. En sık akciğerlere yayılır. Sonuç olarak ses kısıklığının tedavisi nedene yöneliktir. Ses kısıklıklarının büyük bir çoğunluğu ses istirahatı ve sesin kullanımının yeniden düzenlenmesi ile tedavi edilebilir. Ses kısıklığının 2-3 haftadan uzun sürmesi durumunda mutlak suretle bir KBB uzmanına baş vurulması gerekmektedir.
**** Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz. ****